top of page
Solastaljia; Bozumun Kadastrosu
BüÅŸra
Kuruçay
Heidegger, varoluÅŸun; ancak bir varoluÅŸ alanı içerisinde mümkün olduÄŸu ve insanın var olabilmesi için bir yer’in gerekli olduÄŸuna inanır. DoÄŸanın bireyin yenilenmesinin, huzurun, zevkin ve kültürel oluÅŸumların temeli olduÄŸunu savunur. Yeryüzü ve evren, bireyin en kapsayıcı evidir. Jale Erzen, 3 Habitus adlı eserinde, insanın dünyaya geldiÄŸi andan itibaren kendisine bir yer açtığını ve ondan ayrılana dek bir “yer” mücadelesi verdiÄŸini aktarır ve insanın bir sosyal sınıfa, bir gruba ait olmaktan önce bir yere ait olduÄŸunu dile getirir. Ayrıca bireyin varlığının oluÅŸumunda sosyal sınıfın deÄŸil sosyal mekânın belirleyiciliÄŸine vurgu yapar. Bu baÄŸlamda yeryüzündeki çoÄŸunlukla beton izlerimiz olan yapılar, yerleÅŸik düzenin ve bir ÅŸehre ait olmanın göstergesidir. Bireylerin güvenli yaÅŸam alanları, yanlış ya da kontrolsüz eylem ve uygulamalar neticesinde en güvensiz alana doÄŸru kayabilir. Jale Erzen’e göre çevre sorunları, yeryüzü ile kurulmuÅŸ yanlış iliÅŸkilerin bir sonucudur. Denilebilir ki çevre bizim estetik yaratıcılığımızın bir ürünüdür. Dolayısıyla yeryüzünün bozulması insanlığın farkında olmadığı bir hastalığının tezahürüdür. Bilinçsiz ÅŸehirleÅŸme sonrası yaÅŸanılan yıkım ve bozulmalar sadece bireyin deÄŸil toplumun kültürel varlığını da yok etmektedir. Ait olduÄŸu yer’ini kaybetmesi, çocukluÄŸunda yaÅŸadığı ana kadarki belleÄŸinde yer edinen mekanların silinmesi ve güvende hissettiÄŸi yeryüzünün birkaç dakikada tekinsiz bir alana dönüÅŸmesi bireyde bir solastalji durumuna neden olabilir.
“Solastaljia; Bozumun Kadastrosu” bir AB CultureCIVIC Sanatsal Üretim Projesidir. Bu Proje Avrupa BirliÄŸi tarafından finanse edilmektedir.
Proje Yürütücüsü: BüÅŸra Kuruçay

bottom of page